Bir
şey satın alırken kağıt parçasıyla ödeme yapmaya kalkışırsanız biraz sıkıntı
yaşayabilirsiniz. Tabi o kağıt parçası yüz liralık bir banknot ise durum
değişir.

Peki bir banknotu diğer kağıt parçalarından daha değerli kılan şey nedir?
Sonuçta banknotun kendisiyle pek bir şey yapamazsınız.
Onu yiyemezsiniz. Bir şeyler inşa edemezsiniz. Yakmanız bile yasa
dışıdır. Öyleyse bir parayı değerli kılan şey ne olabilir? Muhtemelen sebebi
biliyorsunuz. Yüz liralık banknotlar devlet tarafından basılır ve ülkede
resmi para birimi olarak ilan edilirler. Diğer kağıt parçaları ise değerli
değildir. Bu o banknotun yasal olmasını sağlar. Banknotları değerli kılan
şeyse, etrafta onlardan ne kadar bulunduğudur. Ne kadar para
basılacağına, dolaşımda ne kadar para olacağına dair politikalara devlet karar
verir. Peki devletin hangi organı bu politikalara karar verir? Yasama, yürütme,
yargı ne yazık ki bunların hiçbiri buna karar vermez. İşin aslı, parasal
politikalara bağımsız kurumlar olan Merkez Bankaları karar verir. Hükumet
tarafından atanan bir başkan ve ekibi tarafından yönetilirler. Merkez
Bankası kararlarının gündelik olaylardan ve farklı görüşlerden etkilenmemesi
için Merkez Bankası hükumetin hiçbir organının doğrudan kontrolüne
verilmemiştir.

Peki Merkez Bankası neden sonsuz sayıda banknot basıp herkesin mutlu ve zengin olmasını sağlamıyor?
Çünkü öyle yapsaydı
banknotların hiçbir değeri olmazdı. Paranı amacını düşünün. Para, mal ve
hizmetlerin karşılığı olarak kullanılır. Eğer ekonomide dolaşımda bulunan toplam
para, ekonomideki mal ve hizmetlerin toplam değerinden daha hızla artarsa, aynı
miktardaki para gitgide bu mal hizmetlerden daha az miktarından pay alabilmeye
başlar. İşte buna enflasyon denir. Öte yandan eğer
ekonomideki para miktarı aynı kalırken, daha fazla eşya ve hizmet üretilmeye
başlanırsa bir birim paranın değeri artar ve bu sürecede deflasyon denir.

Peki ekonomi için hangisi kötüdür?
Çok fazla enflasyon bugün cüzdanınızda
olan paranın yarın değer kaybedeceği anlamına gelir. O nedenle paranızı
elinizde tutmak yada bankalara yatırmak yerine bir an önce harcamak
istersiniz. Bu yaptığınız harcamalar iş yaşamını ivmelendirirken ,
aşırı tüketime yol açar. Talep çok arttığı için de yakıt, gıda gibi
stok malların da fiyatları artar. Dolayısıyla tüketici kıtlığı gelişir.
Bu da daha fazla enflasyon demektir. Öte yandan deflasyon, yani paranın
aşırı değer olması ise insanları para saklamaya iter. Tüketici
harcamalarını düşürür. İşletmelerin karlarını aşağıya düşürerek önce daha fazla
işsizliğe ve sonuçta da daha az harcamaya neden olarak ekonominin küçülmesine
sebep olur. O yüzden pek çok ekonomist ikisinin de fazlasının zararlı
olduğu kanısındadır. Küçük ve sürekli bir enflasyon ekonomide büyüme için
gereklidir. Merkez Bankası ne kadar Türk Lirasının dolaşımda olması gerektiğini
pek çok farklı ekonomik veriyi kullanarak belirler. Daha önceki yılların
enflasyon oranları, uluslararası trendler, işsizlik oranları gibi verilere
bakar. Büyümeyi sürdürmek ve insanların iş bulabilmelerini sağlamak için
sayıları doğru ayarlaması gerekir. Merkez Bankası sadece cüzdanınızdaki
banknotun ne kadar değerli olacağını belirlemekle kalmaz, aynı zamanda o parayı
kazandığınız işi bulma konusundaki şansınızı etkiler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder