Haberlerde
ve gazetelerde sürekli duyduğumuz bir kelime var: Enflasyon.
Para ile ilgili olduğu kesin ama nedir bu enflasyon?
Hadi gelin bakalım.
Enflasyon , piyasadaki malların ve hizmetlerin fiyatlarının artmasıdır.
Örneğin, geçen sene 5 liraya aldığınız dondurmanın fiyatının, bu sene 7 lira
olduğunu düşünün. Böyle bu durumda çoğu insan dondurmanın fiyat artmış
diye düşünür. Ama aslında işin doğrusu paranızın değer
kaybettiğidir. Geçen sene dondurma almak için 5 lira ödüyordunuz.
Bir başka deyişle 5 tane bir lira vererek dondurma alıyordunuz. Bu sene ise
aynı dondurmaya 7 tane bir lira vermelisiniz. Bu bir liralarınızın alım gücünün
düştüğünü gösterir. Yani elinizde tuttuğunuz bir liralar geçen sene
olduğu kadar değerli değiller. İşte dondurmanın fiyatındaki bu
artışa, başka bir değişle paramızın alım gücünün düşmesine enflasyon
denir.
Peki dondurma aynı dondurma olmasına rağmen fiyatlar neden artar?
Piyasada fiyatlar genellikle iki sebepten artar. Üretim maliyetleri arttığı
için ya da ürüne olan talep arttığı için. Maliyetleri artınca fiyatların
artması mantıklı. Mesela sütün fiyatı artınca dondurmanın
zamlanlaması gibi. Fiyatların artmasının bir diğer sebebiyse talebin
artmasıdır. Gelin bunu da bir örnekle anlatmaya çalışalım. Diyelim ki bir
kasabada sadece 10 kişi yaşıyor olsun. Bu 10 kişinin ekmek alabilecekleri bir
tanede ekmek fırını olsun. Bu 10 kişinin tamamı karınlarını doyurmak için
fırıncının ürettiği etmeye ihtiyaçları var. Ama sadece 5 kişinin bir işi
ve ekmek alacak parası var. Diğer 5 kişi ise çalışmıyorlar para kazanamıyor.
kasabı fırıncısı her gün sadece 5 tane ekmek üretebiliyor bu ekmeklerin parası
olan kişilere tanesi 3 liradan satıp her gün toplamda 15 lira kazanıyor bu
durum parası olmayanlar için üzücü gibi görünse de fırıncı ürettiği ekmeklerin
tamamını satabildiği için gayet mutlu. şimdi durumu biraz değiştirelim.
Diyelim ki bir gün işsiz 5 kişiden birisi daha iş buluyor ve para kazanmaya
başlıyor. Bu durumda ekmeğe para verebilecek 6 kişi oldu. Oysa ki fırıncı sadece
5 ekmek üretebiliyor. Fırıncı hemen bu talep artışı fark ediyor ve
ürettiği ekmek sayısını artırmak için biraz daha fazla çalışıp kendisini
zorlayarak 6 ekmek üretmeye başlıyor. Fırıncı üretimi artırdığı için de
artık 6 kişi karnını doyurabiliyor. varsayalım ki bir gün geriye kalan 4 kişi
de iş buldu ve para kazanmaya başladı. Bu durumda 10 kişi de ekmek
alabilecek paraya sahip oldu. Oysa ki fırıncı şu anda sadece 6 ekmek
üretebiliyor. Fırıncı 10 kişinin de ekmek almak istediğini görünce heyecanlanıyor.
Eğer toplam 10 ekmek üretebilirse her gün 30 lira para kazanabileceğini fark
ediyor ve üretimi 6'dan 10'a çıkarmayı istiyor. Ama ne yaparsa
yapsın 6'dan daha fazla ekmek üretemiyor. Çünkü fırıncının 10 tane
ekmek üretebilmek için yeni fırın alması ya da daha fazla adam çalıştırması
gerekiyor. Ne yaparsa yapsın üretimi 10'a çıkaramayacağını anlayan Fırıncı,
daha fazla para kazanabilmek için ekmek fiyatını arttırmaya karar veriyor.
Çünkü fırıncı "Eğer 10 ekmek üretebilseydim 30 lira kazanacaktım ama
fırınımda sadece 6 ekmek üretebiliyorum. Bu kadar ekmek almak isteyen
olduğuna göre, ben bu ekmeğin fiyatını 5 liraya da çıkarsam mutlaka
birileri alacaktır." diye düşünüyor ve ertesi gün ekmek
fiyatını 3 liradan 5 liraya çıkarıyor. Ertesi gün fırına ekmek almak için gelen
insanlar yeni fiyat etiketini görünce şaşırıyorlar. 5 lirayı çok bulan 4 kişi
ekmek almaktan vazgeçiyor ve gidiyor. Kalanlar ise fiyat artışına rağmen ekmeğe
5 lira veriyorlar. Fırıncı 6 kişiye 5 liradan ekmek satarak toplamda 30 lira para
kazanmaya başladı bile. Ekmek aynı ekmek olmasına rağmen sadece talep
artışından dolayı fiyatı arttı. İşte ekonomide bu duruma da talep
kaynaklı enflasyon denir. Fiyat artışları hep olur aslında. Bir bakıma
ekonomi için de iyidir. Ama eskilerin dediği gibi fazlası zarardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder